top of page
10.jpg

Berlin’e gittiği sıralarda “Bir İntiharın İzinde” romanını yazdı. Daha sonra Türkiye’de “Yaşamın Ucuna Yolculuk” ismi ile yayımlanacak olan bu eser Marburg Kenti Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü. Bu romanda çok sevdiği ve etkilendiği yazarlar Kafka, Svevo ve Pavese’i anlatıyordu bize. Kendi lisanıyla… Kafka’nın derin sessizliği, insanlara kendini yazdıkları ile anlatma çabası… Svevo’nun çaresizliği ve Pavese’in yalnızlığı…

 

Onları yazabilmek için yaşadığı ülkelere, hayatlarının belli kısımlarının geçtiği yerlere gidiyordu. Kafka için Prag’a, Svevo için Trieste’ye, Pavese için St. Stefano Belbo’ya gitti.

 

Ne zamanın içindeydi ne de büsbütün dışında. Çözülmeyi bekleyen bir bilmeceydi her şey. Kafka’nın mezarını ziyarete gittiğinde uzun süre durdu mezarın başında. Sessiz ve neredeyse hareketsiz. Karanlığın aydınlığı ile iç hesaplaşmalarından uzakta toprağın altında ait olduğu yerdeydi Kafka. Tezer ise başucunda…

 

Bir seyyah gibi heyecan ile dolaşıyordu Özlü diyar diyar. Pavese’yle Belbo’da, 305 numaralı otel odasında, Pavese’nin yaşamına son verdiği yerde durdu. İz sürmeye devam ederek Svevo’nun yaşadığı yere Trieste’ye gitti. Kızı Letizia’yı bularak ondan uzun uzun babasını anlatmasını istedi. Çok sevdiği yazarı kızının dilinden duyumsuyordu. Her yolcuğunda biraz daha yaşadığını hissediyordu. Her arayış onu bir buluşa, her buluş onu kendisine yaklaştırıyordu.

bottom of page