top of page

N: Mısır'a vardın, orada eğitim aldın, hayatını kurmaya başladın…

Y: Aynen öyle. Mauritius’a da gidemedim. Hayatım çok farklı bir yöne gitti. Para kazanmak zorundaydım. Üstelik kayıptım, kaçaktım ama hayatta kalmak zorundaydım.  Mısır’da turizm sektöründe çalıştım. Dalgıç oldum. Çok da başarılı oldum. Yani çok büyük paralar kazandım. Herkese bir şekilde yararım da dokunuyordu. Çok yoksul insan vardı, hepsine yardım ediyordum.

N: Peki bu hayatın içinde oyunculuk hikayen nasıl başladı?

Y: Aslında evden kaçtığım günden itibaren çünkü hayatta kalmak için, Allah’ın her günü oyunculuk yaptım, Neslihan. Herkes beni yarı Alman, annesi Mauritius’ta yaşayan bir genç kız olarak biliyordu. Kimse benim evden kaçtığımı bilmiyordu. Sadece hayatta kalmaya çalışıyordum fakat Mısır'da iki buçuk yıl geçirdikten sonra, Jean-Jacques ile, yani eşimle tanıştım. Kendisi Mısır’a yeni gelmişti. Orada bir Amerikan dalgıç şirketi için çalışıyordu. Jean-Jacques’ın büyük bir sinema tutkusu vardı. Sinema okumuştu, film yapmak istiyordu. Film ne yönetmen ne bilmiyordum. Ben hayatımda ne tiyatro oyunu ne de sinema salonu görmüştüm!

Birlikte Paris'e yerleştikten sonra, hayatımda ilk defa sinemaya gittim. Jean-Jacques bana film izletmeye başladı. Bana yönetmenleri tanıtmaya başladı. Bir gün, tesadüfen bir filmde kötü bir oyunculuk izledikten sonra, “Bunun yaptığı oyunculuksa ben de yaparım” dedim. “Hem de çok daha iyisini yaparım. Size göstereceğim” dedim ve böylece oyuncu olmaya karar verdim. Aynen bu şekilde oldu!

bottom of page