top of page

“Sahip çıkmayı, ‘benim’ demek zannediyoruz.”

şekiller-23.png

N: O zaman insanları da bir araya getiriyorsun. Aslında senin bağlayıcı noktan var. Yeteneğin de böyle bir şey mi?


“birbiriyle anlaşamayan insanı ya da hayvanı nasıl barıştırıyorsun dersen onları aynı sofraya oturtuyorum.”

E: Bu benim yeteneğim değil. Benim yeteneğimden çok, çalışan bir sistem. Diyorum ki ben çalışan bir sistem buldum. Bunun hayvanlarda da insanlarda da işe yaradığını gördüm. Maneviyatı bir kenara bırakalım. Kıskançlığı, hırsı, siniri, öfkesi vesairesiyle köpekten çok da uzak olmayan bir canlı olarak insan da aynı şekilde... Birbiriyle anlaşamayan insanı ya da hayvanı nasıl barıştırıyorsun dersen onları aynı sofraya oturtuyorum. 

N: Sence Türk insanının en yüceltilesi özelliği nedir?

E: Türk insanının en yüceltilesi özelliği ne denildiğinde…  Zaten yüce olan bir şeyi mi dile getirmek, yoksa yücelmesi için çaba harcamak anlamında mı?   

N: İkisini de söyle lütfen. Türk insanının sahip olduğu güzellikleri hatırlatmak amacıyla soruyorum bu soruyu.

E: Biz, hep geçmişine sahip çık, toprağına sahip çık, kültürüne sahip çık diyoruz. Sahip çıkmayı, “Benim” demek zannediyoruz. Sahip çıkmak: Bilmek tanımak demektir. Yani kültürünü bil. Kültürünü bilirsen zaten sahipsin demektir. Toprağını işle, dili konuş, kelimelerini öğren, tekerlemelerini ezberle, müzik aletlerini çal… Hepsini öğreneceksin diye bir şey yok ama bir tanesini öğren. Çalamasan bile tıngırdat. Birkaç tekerleme öğren ya da kendi köyüne git. Bana göre bu yapılırsa sahip çıkmış ve yüceltmiş oluruz.   

bottom of page