top of page

N: Sence insanlık var olduğundan beri avladığı hayvanlarla yaşamaya nasıl başladı?

E: Bu işin en başına bakmamız lazım. İşin en başı, aslında onun varacağı son noktayı da temsil ediyor. Tarımın evriminden anlatmaya çalışayım; Önce tek tip ürün ekmeye başladık. Çeşitlendirdik. Sonra onları ilaçlamaya başladık. Sonra ilaçlamamaya karar verdik. Hormonsuz daha iyiymiş dedik. Tarımda varmaya çalıştığımız nokta bu. Hayvan ile olan iletişimimizde de aynı şey mevcut. Bu her şey için geçerli bence. Neden doğadaki bir canlı insana hizmet etmeye çalışıyor? Neden insan ile hayvan arasında iletişim, yakınlık kurma merakı var? İnsanın, bütün hayvanlarla ilgili böyle bir merakı var. Köpekle konuştuğumuzda; ona, sevgi sözcükleri ettiğimizde, köpek de bizimle iletişim kuruyor. Bu arada Kurban kelimesi kök olarak “kurb” kökünden geliyor. Yakınlık demek. Kurbiyet, akraba köküyle aynı. Aslında Kurban Bayramı’nda akrabaları ziyaret ediyor olmamız bu yakınlığı kurmak isteyişimizden kaynaklanıyor. Burada amaç hayvanı canından etmek değil bir şeye yakınlaşmak için gösterdiğin fedakarlık. Örneğin, ben buraya gelirken kendimce bir yol alıyorum çünkü buraya varmak istiyorum. Bir şeyin tesadüfen yapılmadığının farkında olmak lazım. Bir çaba harcıyorum. Bu çabanın karşılığında da seninle yakınlık kuruyorum.

N: O zaman ilk çağlardan günümüze insanın duygusunda değişen şey ne? Tekrar soruyormuş gibi olacağım. Ben de kendime hatırlatıyorum. Hem araç olarak hem besin olarak kullanırlarken şimdi insanlar hayvanları neden evlerinde beslemek istiyorlar? O zamandan bu zamana insanların hangi duygusu değişti?

E: Aslında antropolojik açıdan bakıldığında bugün insanların geçmişte hayvanları evlerinde beslediğini görüyoruz. Roma’da bir mozaikte bağlı bir köpek figürü var. Eski Mısır’da da var. Hem de kutsal bir hayvan olarak. Kedilerini mumyalatan zenginler var. Hatta bundan kırk bin sene evvel Sibirya’da evcil hayvan mezarları var. Birileri onları kutsayarak, methiyelerle, takılarıyla süsleyerek gömmüşler. Bu mezarların o tarihte Sibirya’da bulunması beni hiç şaşırtmıyor. 

bottom of page