top of page

N: Şile bezini nasıl yapıyorsunuz?

F: Şile bezi coğrafi işaretli, tanınan, bilinen tek Türk kumaşı. Korunması gereken çok önemli bir kumaş. Ülkemizde yetiştirilen pamukları alıyoruz, hem makineyle hem de elde bu pamukları bükerek ip haline getiriyoruz. Sahilde odun ateşi yakıyoruz ve denizden aldığımız tuzlu suyu kaynatıyoruz. Bükülmüş iplikleri kaynar kazanın içine atıyoruz. Onun üzerine de ölçüye göre un döküyoruz ve karıştırıyoruz. Dünyada Şile bezi dışında böyle yapılan bir kumaş yok. Un bağlayıcı özelliğinden dolayı ipliği daha güçlü hale getiriyor. Sonra ipler tezgâha geriliyor ve dokunuyor. Daha sonra deniz suyunda yıkanıyor ve unlar deniz suyunda eriyor. Şile’nin kumsallarında kurutuluyorlar. Tene uygun, bize rahatlık veren, terimizi çekip dışarı atan çok sağlıklı bir kumaş oluyor. Şile’deki denizin kumu ile alakalı. Başka bir denizde olmuyor.

N: Peki senden rica edebilir miyim, bundan sonra yapacağın ilk eserinde ipleri birbirine bağlarken, “Dünyadaki bütün insanların en güzel, en cömert, en medeni şekilde ve barış içinde birbirine bağlanması ümidiyle atıyorum bu düğümleri” niyetinde bulunabilir misin?

F: Neşet Ertaş çok güzel bir şey demiş. “Kalpten kalbe bir yol vardır görünmez”. Öyle bir şey söyledin ki, benim şu paylaştığım atölyeler var ya orada çok benzer niyetler söyletiyorum. Bundan sonrakini de daha net, daha farkında olarak söyleyeceğim.

“coğrafi işaretli, tanınan, bilinen tek Türk kumaşı;

Şile Bezi.”

şekiller-23.png
bottom of page