top of page

“sınırlar belli olduğu zaman onun içindeki sonsuzluk alanını bulmak lazım.”

N: Sınırlar bizim gelişmemize yardımcı oluyor mu?

F: Tabi ki. Çünkü hedefe giden noktayı en kısa sürede alıyoruz. Öbür türlü sonsuz seçenek olduğu için bunu bulmamız çok uzun sürebilir. Kendi içinde sınırın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Öğrencilerime desem ki; “Haydi bir şey tasarlayın ve serbestsiniz.” Hepimiz bir şey yapamadan kalırız. Sınırlar belli olduğu zaman onun içindeki sonsuzluk alanını bulmak lazım. Dünyadaki en küçük yapı taşında yine sonsuzluk var.

“ne kadar az çöp üretirsem o kadar mutlu oluyorum.”

N: “Derdim insan ve kendim ile” diyorsun. Bundan sonraki hadsizliğin ne olacak? 

F: Yeni havaalanının çevre köylerinde tarımla uğraşan kadınlar havalimanı gelince tarım yapamadılar. Onlara dokuma öğrettim ve köylerine tezgâh aldık. Her yıl giysisi değişen altı bin havaalanı personeli için, giysileri ipleri geri dönüştürdük. Kadınlar o ipleri dokuduktan sonra dış hatlarda bir satış ofisi açılarak ürettikleri giysiler satılacak. Böyle bir dönüşüm içindeyiz. Çünkü her tasarım dünyaya müdahale. Ben ne yaparsam yapayım günün sonunda o bir çöp. Şimdi Şile Belediyesi ile tamamen o çevrede üretilen bitkisel boya kullanarak boyanan kumaşlar elde ediyoruz. Doğal boya suyu zehirliyor, boyaya renklerin sabitlenmesi için paslı metaller atılıyor. Bizim yapmamız gereken, bitkisel boyama. Bitkinin yaprağını, kökünü kullanmak. Çok parlak renkler çıkmıyor ama suya karıştığında suyu kirletmiyor. Böylece dünyaya daha az zarar veriyoruz. Yaptığım her şeyde buna çok özen gösteriyorum. Geri dönüştürülmüş kumaşları dokuyoruz, o kumaşlardan giysi için kesiyoruz. Kesilen kumaş parçalarının artıklarını da kâğıt yapıyoruz. O kağıtlarla da ürünlerin ambalajını yapıyoruz. Başka bir proje kapsamında spor ayakkabı atıklarından bir kaykay pisti ve basketbol sahası yaptık. Ne kadar az çöp üretirsem o kadar mutlu oluyorum.

bottom of page